PsikolojiYaşam

Sosyal Kaygı Bozukluğu

Sosyal Kaygı Bozukluğu

Toplumsal ortamlarda ya da yeni insanların yanında kaygılanma durumudur. Sosyal kaygı bozukluğunun nedenleri arasında “ebeveyn tutumları ve genetik geçiş” önemli yer tutmaktadır. Toplumda görülme sıklığı %0,3-15,1’dir. Genel olarak çocuklarda semptomları şu şekildedir:

  • Kaynaşma sorunları  
  • Utangaç /çekingen   
  • Misafirden rahatsız olma
  • Özgüven sorunları  
  • Fotoğraf çektirmeme isteği
  • Yabancı ortamlardan kaçınma
  • Oyunlara katılmama

Bu çocuklar toplum içerisinde yemek yemek istemezler. Rezil olma korkuları vardır. Otoriteden çekinirler. Göz temasından kaçınırlar. Fikirlerini söyleyemezler. Sorularda aşırı heyecanlanırlar. Saçları uzundur ve genel olarak gözlerini kapatır. Değerlendirilmekten korkarlar. Gerçek yaşamda veremedikleri tepkileri sanal ortamda verirler. Fantastik ilgi alanları olabilir. Örneğin; üç boyutlu mitolojik canavarların çizilmesi vb. Genel olarak yaşıtlarını gereksiz ya da aptal olarak görürler. Dışarıda sessiz, sakin görünebilirler ama evde böyle değildirler. Bu gençlerin öykülerine bakıldığında çok korumacıl ebeveyn tutumları görülmektedir. Sosyal kaygı bozukluğu, mental retardasyon, ayrılık kaygısı bozukluğu, depresif bozukluk ve selektif mutizm ile karıştırılabilmektedir. Bu sebeple ayırıcı bir tanıya ihtiyaç duyulmaktadır. Bu çocuklarımıza, hizmet edilmenin kesilmesi, sosyal etkinliklere katılımın sağlanması, bu rahatsızlıktan ikincil kazançlar sağlamasının önüne geçilmesi, aşırı korumacılıktan kaçınılması gerekmektedir. Bu çocukların sosyal kaygı bozukluğu ailelerin tek başlarına verdikleri çabayla ortadan kalkmaz. İyi bir değerlendirme ve tanılamaya ve ardından iyi bir terapiye ihtiyaç duyarlar. Bu çocuklar kültürümüzde sakin, edepli, kurallara uyan bireyler oldukları için ve kültürümüzde bu özellikler kabul gördüğü için aileler bu durumun bir sorun olduğunu fark edemeyebilir. Öğretmenler efendi, hanım olarak bu çocukları nitelendirir lakin önlem alınmazsa bu çocuklar dış dünyadan kendilerini soyutlar ve sanal ortamda kendisine yapay bir dünya ve ikincil bir kimlik oluşturabilir.

Bu durum çocukların ve gençlerin gelecek yaşamda birçok zorlukla karşılaşmalarına, beden ve ruh sağlıklarının bozulmasına sebebiyet verebilir.

Psikolog Mehmet ÇAĞ

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu