PsikolojiYaşam

Çocukların İkincil Dil Gelişimi

Çocuklarımızın konuşmaya başlamasını büyük bir sabırsızlıkla bekleriz. Konuşma zamanı aynı zamanda çocuğun gelişimi ile ilgili de bilgiler verdiğinden aileler için büyük önem taşır. Bu yazımda çocukların ikincil dil gelişimiyle ilgili önemli paylaşımlarda bulunacağım.

Çocuklarda sağlıklı bir duygusal dil delişimi gerçekleşirse çocukların biyolojik ifadelerinin daha sağlıklı ortaya çıktığı görülür.

Normal gelişen çocuklarda bir yaşta bir kelime, iki yaşta iki kelime, üç yaşta üç kelimeli cümleler kurulmaya başlanır ve yaşla birlikte bu kapasite artar. Aileler genellikle biyolojik dile çok odaklıdırlar ve bu dönemde bu dili geliştirebilmek için çok mücadele ederler. Ailelerin fark edemediği ikincil bir dil gelişimi de mevcuttur. Bu dilsel gelişim özellikle iki yaş ve sonrası ortaya çıkmaya başlar. Bu dilin adı ‘‘Duygu Dili’’dir. Duygu dili çocuğun zihinsel süreçlerini etkiler ve genellikle biyolojik konuşmaları yönlendirir ama çocuk bunun farkında değildir. Çocuklarda sağlıklı bir duygusal dil delişimi gerçekleşirse çocukların biyolojik ifadelerinin daha sağlıklı ortaya çıktığı görülür. Genellikle biyolojik konuşmaların altında asıl söylenmek istenen duygusal dilin ifadeleri fark edilebildiğinde, çocuğun benliği hakkında farkındalığının da arttığı görülür. Genel olarak duygusal dil, çocuğun oyun dili gibi içinde hazır bir şekilde bekler ve zamanı geldiğinde etkinleştirilmesi gerekir. Eğer bu dilin biyolojik dilin altında örtülü bir şekilde hareket ettiği fark edilecek olursa ve açığa çıkarılırsa çocuğun birçok noktada daha sağlıklı geliştiği görülmeye başlanır.

Duygu dilinin etkinleştirilmesi için ailelerin de duygulara önem vermesi ve çocukların bedenlerinden gelen duyguların duyum etkilerini fark edebilmelerini sağlamak için oyunları bir araç olarak kullanması gerekir. Oyun burada sondaj görevi görür. Duygu dili ise gürül gürül akan bir su kaynağıdır. Bu su kaynağı açığa çıkarıldığında ise içinden çıkarıldığı çorak toprakların yani çocuğun canlanmaya başladığı görülür. Bu su kaynağı toprağa hayat verir. Bu toprakta birçok meyve ve sebze yetişmeye başlar. Herkes bu tarlaya hayranlık duyar.

Bu durumun gerçekleşebilmesi için ise iyi çiftçilere ihtiyaç vardır. Günümüzde bu tarz çiftçi ailelerse maalesef çok azdır.

Psikolog Mehmet ÇAĞ

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu