İz BırakanlarSeriler

İZ

Çok yaşlıydı. Son anlarını yaşadığının farkındaydı. Yeterince yaşadığını düşündüğünden dolayı ölüme hazır olduğunu hissediyordu. O an geldiğinde gözlerini kapatacak ve bu dünyada artık var olmayacaktı. Bilmediği şey ise gözlerini kapatmasıyla son bulan varlığın sadece kendisine ait olmadığıydı.

Babasını bir seferinde dedesinden bahsederken duymuştu. ‘’Babamın dedesi’’ demişti içinden ‘’Kocaman olmalı.’’. Çocuk aklı işte. Hastane odasında, birinin babasının dedesi olarak, uzanırken o ‘’kocaman’’ atasının da kendisiyle birlikte göçeceğinin farkında değildi.

Ölüm bu hayattaki en gerçek şey. Dünyayı duyu organlarımızın beynimize ilettikleriyle algılıyoruz. Bu açıdan bakınca gerçekliğin göreliliğinden bahsedilebilir. Yani, gerçeklik aslında hepimiz için farklılaşan bir şey. Söz konusu ölüm olduğunda, yaşantıdaki bu görelilik ortadan kalkıyor ve istisnasız herkes ölüyor. Hepimiz öleceğimizi biliyoruz. Bir an gelecek ve bedenimiz yaşamsal etkinliğini sürdüremez duruma gelecek. O andan sonra başkalarının bilinçlerinde var olmayı sürdüreceğiz. Günümüz imkânlarıyla fotoğraflarda, videolarda ve internette var olmak seçeneği de mümkün.

Nerede var olmayı sürdürürsek sürdürelim bir gün bu durum da son bulacak. Tıpkı bahsi geçen yaşlı kahramanımız ve atası gibi günün birinde içinde bulunduğumuz son video silinecek veya varlığımızdan haberdar olmuş son kişinin bilinci kapanacak. İşte o an, aslında hiç var olmamış olacağız. Yaşamımızın sonuna kadar görüp geçirdiğimiz her şey bir hiçe dönüşecek. Ekonomik sıkıntıların getirdiği kaygılar, bize müthiş acı veren ayrılıklar, hayalini kurduğumuz okulu kazandığımızda yaşadığımız mutluluk, hepsi birer hiç olacak.

Bu durumun bir istisnası var: İz bırakmak. Sadece iz bırakmış insanlar nesiller boyu varlığını sürdürebilirler. Bugün isimlerini bilmesek de sabah avlanırken gördüğü hayvanları akşam mağara duvarına çizen insanların var olduğunu biliyoruz. Buna karşılık, onlarla aynı toplulukta yaşamış fakat aynı hayvanları gördükleri hâlde o izi bırakamamış insanların varlığı şüpheli durumda kalmış oluyor. Buna ek olarak, iz bırakmanın iyi ve kötü şeklinde ikiye ayrıldığını da söyleyebiliriz. Adı geçince nesiller boyunca sövülmek de övülmek de mümkün. La Bohème ekibi olarak yeni yazı serimizde, pazartesiden itibaren, yaşadıkları süre boyunca iz bırakmayı başarmış insanlardan bahsedeceğiz. İnsanlığa faydası dokunmuş, var olmayı başarabilmişlerin anılarına saygıyla…

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu