Rap ile Almanya’daki Türkleri anlamak

Türkiye’den Almanya’ya Göç

Hikayeyi hepimiz az çok biliyoruz: Almanya, işçi ihtiyacı nedeniyle, 1962 yılında Türkiye ile işçi göçü antlaşmasını imzaladı. Misafir işçi olarak adlandırılan göçmenler, başta Alman halkı için önem teşkil etmiyordu zira göçmenler misafirdi ve bir gün yurtlarına geri döneceklerdi. Aynı şekilde Türkler için de Alman halkı ile etkileşime girmek önemli değildi. Bu nedenle uyum, adaptasyon gibi kavramlardan bahsedilmiyordu.

Lakin işler planlandığı gibi olmadı. Misafir Türk işçilerin çoğunluğu, aile birleşimi ile hasretliklerine Almanya’da son verme kararı aldı. Böylece Türklerin Almanya’daki direnişi de başlamış oldu.

Türkçe rap müziğin tohumları

Türkçe rap; ailesi işçi olarak Almanya’ya göç etmiş, Almanya doğumlu olan ikinci jenerasyon tarafından icra edilir. İkinci jenerasyonu ilkinden ayıran en büyük farklılık, Almanya’da doğmuş olmaları ve eğitim hayatlarına burada adım atmış olmalarıdır. Bu nedenle Alman dili ve kültürüyle ilk jenerasyona oranla daha yakın bir ilişki kurmuşlardır. Ne var ki, iki kültür arasında kurulan bu yakın ilişki, kişisel sorgulamaları da beraberinde getirir; zira Alman halkının göçmenlere bakısı her zaman hoşgörülü olmamıştır. İlk jenerasyon kadar sosyal ihraca maruz kalan ikinci jenerasyon, ailelerinden farklı olarak bu sosyal adaletsizliği rap müzik vasıtasıyla dışa vurma girişiminde bulunur. Türkçe rap müziğin yolculuğu da böylece başlamış olur.

Öfke, birlik ve anlayış

Türkçe rap müziğin ilklerinden olan Islamic Force, Türkçe sözler yazıp Türk topluluğuna hitap etse de, günümüzde Eko Fresh gibi isimler Almanca sözler yazmakta ve hem Türk hem Alman toplumlarına hitap edebilmektedir. Aynı şekilde, şarkılarda kullanılan dili de bir direniş olarak incelemek mümkündür. Her halükarda, müzik dinleyiciyle birlikte anlam kazanır; birlik ve anlayış oluşturur. Bu bağlamda Türkçe rap, Almanya Türklerinin ortak sorunlarının sesi olabilmiş, yine Alman halkının bu sorunları sanat yoluyla aktarılabilmiştir.