Felsefe

Kapitalizme Psikoanalitik Çerçeve: Anti-Oedipus

Kapitalizme Psikoanalitik Çerçeve: Anti-Oedipus.

Gilles Deleuze, çağının güncel olayları üzerinde düşünceler üreten yapısalcılık sonrası Fransız felsefesinin önemli isimlerinden birisidir. Felsefesi bir sistem felsefesi değildir. Aksine Deleuze, felsefesini fark ve tekillik üzerine inşa eder. Bu inşa dinamik bir toplum yapısına yanıt olarak ortaya çıkar. Bu toplum, sermayenin globalleşmesi ve buna eşlik eden enformasyon ağları ile şekillenmiştir. Deleuze’e göre ensek ve belirli bir komuta ağı olmadan işleyen enformasyon, dinamik ağların oluşmasını sağlamış ve toplumsal yapıda homojenlik yerine tekilliği ve farklılığı vurgulayan söylemleri güçlendirmiştir.

Ona göre felsefenin amacı, yaşamın devinimini açıklayabilecek kavramları üretmek veya keşfetmektir. Kavramlar verilmiş değil yaratılmıştır. Deleuze de tıpkı kendisi gibi filozof olan Fransız psikanalist Pierre-Félix Guattari ile birçok eserde birlikte çalışmış ve birden fazla kavram üretmişlerdir. Bunlar arasında rizom (köksap), yersiz-yurtsuzlaşma, aksiyomatik kapitalizm gibi kavramlar yer almaktadır.

Her ne kadar Deleuze’ün felsefesi kullandığı kavramlar sebebiyle politik bir beklenti yaratsa da pratikte politik bir hareket yaratmaya elverişsiz “devrimsiz devrim” anlayışına yakındır. Deleuze’e göre devrim, politik ve ekonomik kurumları yıkmak değil mevcut düzene umulmadık eklemeler yaparak kodu bozmaktır. Felsefesinde özgürleşme diyalektik bir çakışma olarak yer bulmaz, aksine Deleuze özgürlük ve otorite çatışmalarını verimsiz bulur. Deleuze’ün özgürleşme kuramı ile kolektif devrimci mücadele teoride bir arada yer alabilse bile kesinlikle farklı şeylerdir.

Deleuze, proletarya-üretim alanı-çıktı arasında belirsiz ilişkiler kurgulamaktadır. Metalar, imgeler ve insanlar üretim koşullarından kopmuştur ve her şey hareketlidir. Her şey aynı sistemde üretim bandında dünyayı dolaşmaktadır ve Deleuze buna yersiz-yurtsuzlaşma adını verir.

Yine de faşizmin ve kapitalizmin günlük yaşantımızdaki iktidar ilişkilerini nasıl tekrar tekrar şekillendirdiğine dair derin analizler yapar. Özellikle Guattari ile birlikte çalıştıkları “Kapitalizm ve Şizofreni” eserlerinde kapitalizmin kritiğini ve analizini psikoanalitik bir çerçeveden gerçekleştirirler.

Deleuze ve Guattari bu eserlerde, arzuyu merkez olarak ele alırlar.  Özellikle Freud ve Lacan’ın teorilerini eleştirir ve yeniden yorumlarlar. Bu noktada arzu bireyde yoksunluktan doğan bir dürtü olarak değil, yaratıcı bir kuvvet olarak ele alınır. Şizofreni ise arzunun sınırsız bir ifadesi ve kapitalist toplumun baskılarına direnç gösterme hali olarak değerlendirilir. İnsan “arzulayan makinedir” ve arzu doğası gereği toplumsaldır, toplumun bilinçdışını oluşturur. Bu noktada iki filozof arzunun üretken doğasının altını çizerek, bireyin toplumsal ve ekonomik ilişkilerini nasıl şekillendirdiğine dair psikoanalitik bir perspektif oluşturur.

Bu analizlerini genişleten Deleuze ve Guattari, Freud’un Oedipus kompleksini bireyin arzu ve kimliğinin dar bir yapı içinde sıkışmış hali olarak görür. Oedipus kompleksi bireyi baskı altına alarak kapitalist düzenin hizmetine sunmaktadır. Arzu politikası bireyleri pragmatist bir şekilde düşünmeye, arzulamaya ve hareket etmeye iter. İktidar bireyler eliyle yeniden üretilmektedir. Bu fikre ek olarak Deleuze analizlerinde geçmişteki gibi devlet veya erkin kitlesel bir baskıyla işlemek yerine öznenin kendisini baskı altına almasıyla işlemesine yer verir. Devlet veya erk arzunun en büyük kodlayıcı makinesi olarak kapitalizmle iç içedir ve arzuyu, bilinci ve bilinçdışını şekillendirir.

Kullandıkları “Anti-Oedipus” kavramı, psikanalizin toplumsal ve politik işlevini eleştirir. Bu işlevin bireyi sınırlandırdığını ve kapitalist sistemin devamını sağlayan ideolojik bir aygıt olarak yer aldığını belirtir. Deleuze ve Guattari bu analiz ile psikanalizin ilerisine geçerek, birey ve toplumun dinamik ve devingen yapısını anlamak için yeni bir felsefi ve politik bir çerçeve sunmuş, sosyal bilimlere önemli katkılarda bulunmuştur.

Aleyna Bulut

Kaynakça

  • Gilles Deleuze ve Pierre-Félix Guattari. (1972). Anti-Ödipus: Kapitalizm ve Şizofreni
  • Gilles Deleuze ve Pierre-Félix Guattari. (1980). Bin Yayla : Kapitalizm ve Şizofreni 2

Görsel: https://www.artforum.com/columns/francois-dosses-deleuze-guattari-197100/

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu