Her tohumun sağlıklı bir şekilde filizlenip meyve verebilmesi için verimli bir tarlaya ihtiyacı vardır. Çocukları da bir tohum olarak düşündüğümüzde, onlarında sağlıklı bir şekilde doğup gelişebilmesi için sağlıklı bir aile hayatına ihtiyaçları vardır.
Sağlıklı bir aile hayatı, çocuğun sosyal yaşamdaki anne rahminin devamıdır. Bebek, anne rahminde nasıl ki güvenli bir şekilde gelişip büyür ve hazır olduğunda oradan ayrılıp dünyaya gelirse, çocuk da sosyal hayat içerisinde aynı şekilde gelişip büyür ve zamanı geldiğinde bu yuvadan güçlü ve sağlıklı bir şekilde ayrılabilir. Bu ayrışmanın gerçekleşebilmesi için ise sağlıklı bir ortamın olması şarttır. Nasıl ki tohumları toprağa ekmeden önce tarlayı elverişli hale getirmek için taşlarını ve çalılarını temizler, onu sürer ve ekime hazır hale getiririz; çocuğunda sağlıklı bir şekilde gelişip büyüyebilmesi ve bir gün sosyal yaşamdaki anne rahmi olan aileden özgür ve güçlü bir şekilde ayrılabilmesi için benzeri metotları takip etmemiz gerekir.
Çocuğun sağlıklı bir şekilde gelişebilmesi için aile hayatının düzenlenmesinde dikkat edilecek hususları şöyle sıralayabiliriz:
1-Çiftler evlenir evlenmez çocuk sahibi olmayı düşünmemeli, evliliğe dair fiziksel, duygusal ve ruhsal ihtiyaçlarını doyuma ulaştırmaya, hayallerini gerçekleştirmeye odaklanmalıdır.
2-Çiftler mutlaka aynı ev içerisinde bir süre yaşayarak birbirlerini daha iyi tanımaya ve farklılıklarını kabul etmeye çalışmalıdırlar. Nasıl ki vücuda monte edilen bir uzvun vücut tarafından kabule ihtiyacı zaman alırsa aynı evi paylaşan çiftlerinde birbirlerinin ilk defa gördükleri özelliklerine alışmaları için zamana ihtiyaçları vardır.
3-Çiftler çocuğu aynı dönemdeki arkadaşlarının hamilelik haberleri üzerine dünyaya getirmeye çalışmamalı, onun doğumunu sağlıklı bir şekilde planlamalıdırlar.
4-Çiftler mutlaka doğum öncesi ekonomik durumlarını gözden geçirmeli ve çocuğun doğumunun aile yapılarını ekonomik yönden sarsmayacağından emin olmalıdırlar.
5-Çocuğun doğumu sonrası bakımı kimin üstleneceği, kimlerin anneye yardımcı olacağı gibi durumlar netleştirilmelidir.
6- Çocuğa yönelik gerçekçi bir bakış açısı oluşturmaları da önemlidir; çünkü çocuğun doğumu sonrası anne babanın yükleri artacak bir süreliğine birbirlerine ayırdıkları zamanlarda azalmalar olacaktır. Burada çiftler bir maratoncu misali nefeslerini ve enerjilerini dikkatli bir şekilde kullanmaya çalışmalıdırlar.
7- Hamilelik döneminde annenin vücudunda ve duygu durumundaki değişikler eşler arası çatışma doğurmamalı, baba bu süreçte evden ve eşinden uzaklaşmamalıdır. Aksine evine, eşine ve çocuğuna daha çok ilgi gösterebilmelidir.
8-Çiftler çocuk sahibi olma planları içerisinde mutlaka bir uzman desteği alarak profesyonel ebeveynlik becerileri geliştirebilmelidirler. Nasıl ki tarımsal üretimde modern tarımsal teknoloji yöntemlerinin kullanımı tarımsal verimi arttırıyorsa, ailenin aldığı eğitimlerde ebeveynlerin verimliliğini arttırmaktadır.
Çocuk sahibi olma yolunda ilerleyen çiftlerin bu hususlara dikkat ederek sağlıklı bir aile yaşamının içerisinde çocuklarına sahip olmaları herkesin elde edemediği; ama arzuladığı bir hazineye sahip olmak ile eşdeğerdir. Ancak bu hazineye gerçekten emek verenler ulaşabilir.
Psikolog Mehmet ÇAĞ
