GöçPolitika-Tarih

Türkiye’den Fransa’ya Göç’e Bir Bakış

Türkiye’den Fransa’ya Göç’e Bir Bakış

Göç nedir?

Göç, basite indirgeyebileceğimiz bir yer değiştirme davranışı değildir. Kişinin bulunduğu ortamın ona uygun yaşam şartlarını sunmaması, beklentilerini karşılayamaması ve bu şartlara erişimin daha kolay olduğu evreye geçişi ifade etmektedir.

Göç, binlerce yıllardır insanlık tarihinin ortak bir olgusu olarak, oldukça sık şekilde yaşanan bir deneyimdir. İnsanları diğer bir ülkeye göç etmeye iten birçok faktörden kaynaklanır. Ekonomik dengesizlikler, yoksulluk vb. etkenler göçe yol açmaktadır.  

Avrupa’ya göçün başlangıcı

20. Yüzyıl’ın ortalarında gelişen teknoloji, uluslararası göç gibi tüm dünyayı etkileyen gelişmelerin yaşanmasına neden olmuştur. Aynı zamanda Marshall yardımları, Avrupa ülkelerinin dünya savaşları yaralarının silinmesine yardımcı olmuş ve büyük ekonomik atılımlara zemin hazırlamıştır. Ancak bu sefer de fabrikalarda istihdam sorunu ortaya çıkmıştır. Batı Avrupa, eski kolonilerinden ya da az gelişmiş ülkelerden iş gücün ihtiyacını öncelikle Akdeniz ülkelerinden giderme yoluna başvurmuş ve dış göç sürecini başlatmıştır.

Fransa’ya Türk göçünün tarihi diğer göçmen gruplarına göre daha yenidir. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Türkiye, 1960’lı yıllarda başta Almanya sonra da diğer Avrupa ülkelerinin istekleri üzerine yurtdışına işçi gönderme sürecine dâhil olmuştur.

Sayısal veriler incelediğinde ikinci dünya savaşından sonra 7,770 Türk Fransa’da yaşamaktaydı. Bu sayı 1954 yılında 5,273’e düşmüş ve 1968 yılında tekrar 7,628’e ulaşmıştır. Türkiye ile Fransa arasındaki ilk ikili anlaşma 1965 yılında imzalanmış ama kitlesel göç 1970’lerin başında başlayarak 1980’lere kadar devam etmiştir çünkü 1970’li yılların ortalarında ve sonlarında Türkiye’nin kaotik siyasi ortamı, 1980 darbesi gibi durumlar Türkleri, vatandaş ve siyasi sığınmacı olarak Fransa gibi Avrupa ülkelerine göç etmelerine neden olmuştur.

Bu süreci, darbe sonrası ilan edilen olağanüstü hâl ile oluşan baskı ortamı ve özellikle 1990’larda hızla tırmanan güneydoğu sorunu ve terör faaliyetleri yüzünden birçok vatandaşın kendilerinden öncekileri takiben Fransa’ya göçün devamı gelmiştir. Türkiye’nin içinde bulunduğu kritik siyasi sürecin itici bir faktör olması ve Fransa’nın da iş garantisi içeren daha iyi bir hayat şartı sunması, bir kez daha itme-çekme kuramına[1] atıfta bulunmaktadır (AKSOY, 2019)

Bu süreç sonrası 1968 yılında 7,628 olan sayı, 1972 yılında 50,860’e yükselip 1982 yılında bu 123,540’a ulaşmıştır. 1990 nüfus sayımında, Türkler 202,000 olarak Fransa’da dördüncü göçmen toplumu konumuna gelmiştir.

Günümüzde Türkiye’den Fransa’ya göç şekil değiştirmeye başlamıştır. İlk göç dalgaları Türk işçilerinin büyük bir bölümü para kazanıp ailelerine yardım etme ve bir an önce yurda geri dönme düşüncesine sahipken siyasi, sosyal ve ekonomik faktörler sosyal bir yapıya dönüştürmüştür.


[1] Everett Lee’nin geliştirdiği kurama göre göç edilen yerlerde ve yaşanan yerlerde itici ve çekici faktörlerin bulunduğu ifade edilmektedir. Lee’ye göre bu faktörler; yaşanan yer ile ilgili faktörler, gidilmesi düşünülen yer ile ilgili faktörler, işe ile ilgili engeller ve bireysel faktörlerdir.

Etkilendiğim Kaynaklar

Akıncı, M. A. (2014). Fransa’daki Türk Göçmenlerinin Etnik ve Dinî Kimlik Algıları. Bilig, 29-58.

AKINTÜRK, E. (2007). Birleşmiş Milletleri Göçmen İşçilere İlişkin Sözleşmesi. Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi.

AKSOY, F. R. (2019, Temmuz). Fransa’daki Türk Göçmenler Üzerine Sosyolojik Bir Çalışma (Yüksek Lisans Tezi).

Koca, Ş. N. (2021). Fransa’da Türk Diasporası. Göç Araştırmaları Dergisi, 140-162.

WENDEN, C. W. (2019, Aralık 2). 1990’lardan Günümüze Fransız Göç Politikası. Perspektif: https://perspektif.eu/2019/12/02/1990lardan-gunumuze-fransiz-goc-politikasi/ adresinden alındı

Yardım, M. (2017, Temmuz-Aralık). Göç ve Entegrasyon Politikaları Işığında Fransa’da Toplumsal Kabul. Göç Araştırmaları Dergisi, 100-136.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu