Dünyadan Politika-Tarih

Fransa’da Makyajın Tarihi

Fransa’da Makyajın Tarihi

Makyaj milattan önce 4000’lerden bugüne, yaşantımızda varlığını göstermektedir. İlk örneklerini Eski Mısır’da estetik kaygıların yanı sıra çevresel koşullardan korunmak için kullanılan sürme ve kremlerde görmekteyiz. Bu süreç Yunanlıların dermatoloji ve kozmetoloji üzerine yaptığı çalışmalardan, Asur medeniyetindeki kök boyalardan elde edilen renkli makyaj malzemelerine kadar devam etmektedir. Büyük Britanya ‘da ise makyaj malzemeleri üzerine yeni teknikler denenerek daha etkili ürünler elde edilmiştir ve maalesef ki bu ürünlerin çoğu ölümcül veya insan sağlına zararlı kimyasal maddelerden elde edildiği için çoğu kadının ölümüne veya felçli kalmasına sebep olmuştur.

Roma imparatorluğunun çöküşünden sonra ise makyaj “ahlaksız” kadınlara ait bir uygulama olarak görülmeye başlandı. Avrupa’daki büyük kiliselere göre makyaj malzemesi kullanmak “namussuz veya çirkin “kadınlara özgü bir şeydi ve namuslu-inançlı hiçbir Hristiyan kadın makyaj yapmamalıydı. Fakat bu anlayış Rönesans’ın ayak sesleri ile birlikte dönüşmeye başlamıştı. Özellikle İngiltere ve Fransa’da bir tüketim ağının inşası ve güzellik algısının pazarlanması sayesinde kadın-erkek fark etmeksizin makyaj ve kozmetik soyluların ve mülk sahibi tüccarların hayatının bir parçası haline gelmişti.

Rönesans sonrası Fransası’nda aristokrat kadınların ciltlerini beyazlatmak ve hatlarını vurgulamak için pudra, ruj ve allık kullandığını görmekteyiz. Dönemin Avrupası’nda beyaz ten bir soyluluk göstergesiydi; vaktini dışarıda çalışarak geçirmeyen dolayısıyla işçi sınıfına mensup olmayan tüm kadınlar dönemin standartlarına uygun olarak cildi aşırı beyaz gösteren ve içeriği sağlığa pek de uygun olamayan pudralar kullanıyordu. İçeriğinde kurşun ve arsenik gibi maddeler bulunan ve cildi beyazlatmaya yarayan bu makyaj malzemeleri yüzünden dönemin Fransa’sında soylu olarak anılan kadınların arsenik zehirlenmesi sebebiyle ciddi sağlık problemleri yaşadığı ve hatta hayatını kaybettiği bilinmektedir. Bu sağlıksız güzellik algısının mağduru yalnızca kadınlar değil aynı zamanda eşleriydi, dönemin Fransa’sında eşlerini öptükten sonra ağır metal zehirlenmesi geçirip hayatını kaybeden erkeklerle birlikte dul kalma oranı oldukça yüksekti.18.yy’da makyaj artık dönemin burjuvasına ait sosyal statüyü fiziksel olarak ifade eden, sağlığın bile önüne geçen bir uygulamaydı.

Bu uygulama artık kapitalist koşullara uygun hale getirilerek bir üretim-tüketim malzemesi haline geldi ve 19.yy’da Fransa’da Guerlain ve Bourjois gibi ilk kozmetik şirketleri kuruldu. Artık makyaj malzemelerine halkın da erişebilir hale gelmesiyle Fransız toplumunda makyaj kültürel ve sosyal olarak önemli bir role sahipti. Rujlar, pudralar ve allıklar her sosyal sınıftan kadının hayatında kendine yer edinmişti. Değişen estetik algılara ve gittikçe büyüyen pazara uygun olarak bu yüzyılın sonunda Fransa’da kadınların hayatına “maskara”, “eyeliner” gibi gözleri ve bakışları vurgulayan ürünler dolayısıyla bu ürünleri pazarlayan birçok kozmetik firması da dahil olmaya başladı.

20.yy’a geldiğimizde ise medya ve reklamlar güzellik algısına yön vermeye devam etmekteydi. 1900’lerle birlikte Hollywood’un hayatımıza girmesiyle estetik algısı oldukça parlak ve renkli dudaklara ve dumanlı gözlere yerini bırakmıştı. Fransa’da artık kozmetik ve makyaj sektörü sanayinin önemli bir parçası haline gelmişti. Çeşitlenen makyaj ürünlerinin yanı sıra estetik ambalajlar da kozmetik pazarında rekabet etmek için önemli bir ayrıntıydı. Makyaj malzemeleri güzel ambalajların yanı sıra temiz içeriğe de sahip olmalılardı. Kadınların bu konuda artık bilinçli hale gelmeye başlamasıyla makyaj malzemeleri de insan sağlığına uygun olma şartını sağlamak için tıbbi kontrollerden geçmeye başlamıştı. Makyaj artık dünyadaki tüm kadınların olduğu gibi Fransız kadınlarının da gündelik akışının ayrılamaz bir parçasıydı. Üstelik Fransa sadece makyaj trendleri açısından değil, bu trendleri dünyaya pazarlamak açısından da büyük bir role sahipti.

Dönem dönem çıkan trendlere göre makyaj algısı değişmekte olsa da zamanla klasikleşmiş bir Fransız makyajı da ortaya çıkmıştı. Pürüzsüz bir ten, kirpik ve gözleri vurgulayan net bir göz makyajı ve tabi ki Fransız kırmızısı mat bir ruj. Günümüzde Fransız makyajı dediğimizde hepimizin aklına buna yakın bir görüntü gelmektedir. Üstelik bu görüntü herhangi bir sosyal statü temsiliyetinden sıyrılmış bir görüntüdür.

Aleyna Bulut

Kaynakça:

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu