Oussekine: Güle Güle Fransa, Merhaba Cezayir
“Güç sahibi olan herhangi bir adam gücü kötüye kullanmaya da mahkumdur. Durdurulana kadar kötüye kullanacaktır. Bir yangın sırasında, kömürleşmiş odunun hassaslığını yadsıyamayız ama kibritlerin varlığını da reddedemeyiz. Polis memurlarının vurduğu darbeler kibrittir.”
Malik Oussekine, Cezayirli bir ailenin en küçüğü ve en sevileni olarak Paris’te yaşayan ve okuyan bir Fransız’dır. Dönemin öğrenci hareketliliği ve eylemlerine katılmamasına rağmen protesto günü sokakta bulunduğu ve polisten kaçtığı için polis memurlarının sopa ile saldırısı sonucu 5 Aralık 1986’da hayatını kaybeder.
Disney+ ise ”Oussekine” adıyla çıkan 4 bölümlük dizide Malik Oussekine’nin ölümüne kadar giden olayları takip ediyor.
Le Monde, Libération, Télérama gibi basın yayınları bu diziyi öve öve bitiremedi. Çünkü bu dizi Fransa tarihine geçen trajik bir olayı ve yargılama sürecini tarafsızlıkla ve gerçekliklere dayanarak anlatmayı başardı.
2022 Yazında Cezayir ve Fransa Arasında Yaşanan Güncel Gelişmeler
“Fransızca savaş ganimetidir; ancak İngilizce uluslararası bir dildir.”
Cezayir Cumhurbaşkanı Abdelmadjid Tebboune (Abdülmecid Tebbun), Cezayir okullarının Fransızca yerine ilkokulda İngilizce öğretmeye başlayacağını duyurdu.
Ağustos ayında ise Cezayir’de resmi ziyaret gerçekleştiren Macron, Cezayirlilerin “çok yaşa Cezayir” sloganları eşliğinde sözlü protestosuna maruz kaldı.
Bu resmî ziyaret esnasında Macron, Cezayir üzerindeki Fransız sömürge geçmişi tarihine “pişmanlık” yerine “cesaret ve gerçeklikle” bakılması gerektiğini belirterek 1962’de sonlanan Cezayir Savaşı üzerine Fransız ve Cezayirli tarihçilerden oluşan bir komisyonla araştırma yapılacağını açıkladı.
Oussekine Üzerine
Yaklaşık 60 yıldır Fransa ve Cezayir arasında süregelen, hemen hemen tüm kuşakların farklı boyutlarda yaşadığı gerilimler birçok dizi ve filme de konu oldu. Özellikle Cezayir asıllı Fransızların Fransa’da yaşadıklarını ve meselenin banliyö boyutunu, ayrımcılık ve ırkçılık boyutunu, entegrasyon ve dışlama boyutunu eski yazılarımızda ele almıştık. Oussekine dizisi ise aslında tam olarak şu konuyu ele alıyor diyebiliriz.
Bilindiği üzere Cezayir’de Cezayir’in Fransa’dan ayrılıp bağımsızlaşmasıyla sonuçlanan savaş 1962 yılında sonlandı. Savaş bir yandan Cezayir’de devam ederken eski kuşak Cezayirli göçmen ve Cezayir asıllı Fransızlar Paris’te bağımsızlık mücadelesine desteklerini çeşitli yollardan veriyordu. Tam da noktada dizi bizi şu sahneye götürüyor: 1961 yılında Cezayir’e destek veren Cezayirlilerin Paris’te devlet tarafından Sen Nehri’ne öldürülerek atılmaları.
https://tr.wikipedia.org/wiki/1961_Paris_Katliam%C4%B1
Dizinin merak unsuru buradan kaynaklanıyor: 1961 yılında Sen Nehri’ne atılan Cezayirlilerin çocukları (Malik Oussekine ve kardeşleri) 1986 yılında tekrardan -bu sefer mahkeme yoluyla- Sen Nehri’ne atılacaklar mı?
En başta yazdığımız alıntı, dizinin son bölümünde savcının ağzından dökülenler. Esasında Malik Oussekine’in ciddi böbrek yetmezliği hastalığı vardır. Bu hastalığı öğrenen Fransa İçişleri yetkilileri hemen yeni bir senaryo üreterek polislerin darbelerinin ölüme yol açmadığını aslında hassas bir vücuda ve bünyeye sahip Malik’in kendi ecelini getirdiğini ileri sürmekteler.
Davanın sonuçlanmasıyla Malik’in kardeşlerinin Sen Nehri’ne dalgın dalgın bakışları birçok şeyi de aslında özetliyor.
Güle Güle Fransa, Merhaba Cezayir
Bu dizi ve hikâye aslında bir çok göçmenin hikayesi. Ülkesini terk etmek zorunda kalan ama yine de ülkesine geri dönmek isteyen ama ülkesine döndüğünde de beklediğini bulamayan ve mecburen tekrar göç edenlerin hikayesi.
Aslında Rashid Taha’dan bildiğimiz écoute moi camarade şarkısının da asıl sahibi Cezayirli Mohamed Mazouni’nin “Adieu la France” şarkısı, dizinin 2. bölümüne damga vururken 3. bölümde yer alan Cezayir’deki cenaze sahnesi ise büyülüyor.
Bu Mağribli Çocuklar
Aslen Hakan Albayrak’a ait olan, Gazapizm’in de “Bir Gün Her Şey” şarkısında kullandığı şu dörtlük ne zaman Fransa’da göçmenler ayaklansa hatırlanır
Her şey bir rüzgâra bakıyor ağabey
Bakma esrar çekip mayıştıklarına
Bir gün var ya bu mağribli çocuklar
Bir gün yakacaklar paris’i
Dizinin finaline doğru ”Malik’i öldüren polislerin devlet eliyle cezasız kalması, Fransa’da doğup büyümüş bu Cezayirli kardeşleri ve aileyi nasıl etkiler? Aidiyetleri yavaş yavaş kaybolur mu? Babaları gibi Fransa’ya adieu mü derler? Bir gün Paris’i yakarlar mı?” soruları akla gelirken dizinin son sahnesi kurgu ile gerçekliği o kadar iyi birleştiriyor ki…
Her ne kadar olayın failleri cezasız kalmış olsa da genç Malik’i sahiplenen milyonlar, sokaklarda “pas de justice pas de paix” (adalet yoksa barış da yok) demeye devam etti ve halen ediyor. Hatta daha da gerçekçi şekilde “police partout, justice nulle part” (polis her yerde, adalet hiçbir yerde) diyerek haykırıyorlar.