Max Weber ve Devlet
Max Weber 21 Nisan 1864 Prusya’da dünyaya gelmiş ünlü sosyologtur. Sosyal bilimlerle ilgisi bulunan her kişinin belki de karşısında göreceği ilk kişilik olan Max Weber, ekonomiden sosyolojiye birçok alanda yazmıştır. Weber, toplumu anlamak için ‘’ideal tip’’ olarak adlandırılan methodu ortaya sürmüştür. Modern devletin nasıl ortaya çıktığına dair fikirler öne sürmüştür. Şimdi Weber’e göre devletin ne olduğuna bir göz atalım;
Weber’e göre, bütün topluluklarda bir düzenden bahsedebilmemiz için bir “egemenlik” kavramı bulunmalıdır ve bu egemenlik “meşru” olmalıdır. Yani, bir toplumda, o toplumun düzeninin korunması için gerekli olan egemen güce baş eğmeli, itaat gösterilmelidir. Egemenliğe karşı, gönüllü bir şekilde olan bu itaat, bazı özelliklere bağlıdır. Weber’e göre meşru egemenliğin üç çeşidi vardır:
- Karizmatik
- Geleneksel
- Rasyonel
Karizmatik egemenlik, tek bir kişinin karizmasına, gücüne bağlı olan egemenlik çeşididir. Genellikle kriz zamanlarında ortaya çıkan bu kişi, toplumun rızasını kendi özelliklerinde toplamayı başarmıştır. İkinci olarak, geleneksel egemenlik çeşidiyse meşruluğunu gelenekler ve törede bulur. Genellikle modernleşmeden önceki devletlerde görülür. Son olarak, rasyonel egemenlik, günümüzde gördüğümüz, egemenliğin törelere göre değil de insan aklıyla kurulduğu ve toplumun otoriteye karşı olan itaatinin yasalar üzerinden oluştuğu meşru egemenlik çeşididir.
Weber’e göre modern devlet ve modern toplumlar, kurumsallaşmış bir bürokrasinin rasyonel bir şekilde toplum nezdinde meşruiyetini bulmasıyla oluşmuştur. Buna göre devlet dediğimiz organın iki özelliği bulunmaktadır:
- Meşru şiddet
- Yönetim
Devlet, şiddet tekelini elinde bulunduran güçtür. İnsanlar da toplumun işleyişi için bu şiddete rıza gösterirler. Eğer bir yerde, devlet insanlar üzerindeki otoritesini kaybederse bu şiddet tekeli ortadan kaybolur ve çeşitli aktörler güç iddiasıyla ortaya çıkarlar. Bunu en yakın zamanda Suriye’de gördük. Devletin gücü zayıflayıp iç savaş başladığı anda çeşitli gruplar silahlandılar ve gücü eline geçirmek için uğraştılar.
Son olarak, bahsettiğimiz bütün bu kavramları tek bir tanım altında toparlayıp bitirmek istersek; devlet, sınırları belli bir bölgede, yönetimi meşru şiddet tekelini elinde bulunduran ve bu şiddeti başarıyla uygulayabilen, kurumsal kimliğe sahip siyasi bir girişimdir.
Kadir Topal