Politika-TarihSpor

Fransa Milli Takımı Üzerinden Fransız Toplumu Analizi : Birliktelik? Ayrılık?

Fransa Milli Takımı Üzerinden Fransız Toplumu Analizi : Birliktelik ? Ayrılık ?

Black-Blanc-Beurre

Fransa’yı birleştiren Dünya Kupası serüvenlerinden akılda kalan bir mit.

Fransa’nın çok çeşitli toplum yapısına işaret eden bu tanımlamada Black–siyahileri, Blanc–Beyaz Fransızları, Beurre-Kuzey Afrika kökenlileri temsil eder. Bu ifadenin ırkçılık içerdiğini belirtmemiz gerekir. Bunun nedeni, Fransızların Kuzey Afrika kökenlileri Fransızcada tereyağı anlamına gelen beurre kelimesiyle ifade etmeleridir.

Örneğin, 98 Dünya Kupası’nı kazanan takımda Lilian Thuram, Fabien Barthez, Zinedine Zidane bu tanımlamayı canlandırdılar. Sonuç olarak başarı, tesadüf olmayan şekilde, bu kolektif güçle geldi.

20 yıl sonra 2018 yılında kazanılan Dünya Kupası’nda da aynı hisleri gördük.

Filmlerde Fransa Milli Takımı

2019 yılında Fransa’nın Oscar adayı olan filmi Les Misérables’da bu hislerin tavan yaptığı sahne ile başlıyor.

Mahallelerinden çıkıp gelen çocuklar, gençler, kadınlar, yaşlılar Fransa’yı desteklemek için meydana akın ediyor çünkü hepsi Fransız vatandaşı ve bu birliktelik Fransa’yı birleştiren ve bir arada tutan bir görüntü sağlıyor. Tıpkı 2016 yapımı Les Bleus: Une autre histoire de France, 1996-2016 ( Maviler : Fransa’nın başka bir tarihi 1996-2016) ve 2018 yapımı 12 Juillet 1998, Le Jour Parfait (12 Temmuz 1998, Kusursuz Gün) filmlerinde olduğu gibi.

İki film de Fransa Milli Takımı üzerinden Fransa’nın heterojen toplum yapısının adeta bir anatomisini sunuyor. Özellikle Maviler: Fransa’nın Başka Bir Tarihi 1996-2016 filmi, 20 yıllık süreç içerisinde efsanevi Lilian Thuram, Didier Deschamps, Zinedine Zidane gibi oyuncuların bulunduğu kadro üzerinden ve özellikle 98 Dünya Kupası’nı kazanması sebebiyle de oluşan “Black,Blanc,Beurre” mitolojisini işliyor. İşte bu mitoloji, Les Misérables filminde bu sefer 2018’deki kutlamalar çerçevesinde kendisine yer buluyor.

1998 yılında Dünya Kupası Fransa’ya geldiğinde tüm Fransa Président Zizou (Başkan Zidane) diye haykırıyordu. 3 yıl sonra Fransa ve Cezayir Stade de France’da, sembolik bir maç yaptılar. Cezayir’in Fransa’dan özgürlüğünü kazanması adına yürütülen 1954-1962 Cezayir Savaşı’nın kanlı hatıralarını unutmak, black blanc beurre efsanesine dayanarak bir futbol diplomasisi ile geçmişle barışmak ve belki daha başka iyimser sebeplerle.

Ne yazık ki daha maç başlamadan talihsiz olaylar başladı. Fransa Milli Marşı esnasında tribünlerden ıslıklamalar geldi. Ayrıca, maçın bitimine yakın özellikle Cezayir kökenli Fransız vatandaşlar ellerinde bayraklarla Stade de France’ı yani ayrımcılık altında yaşadıklarını düşündükleri Fransa’yı kendilerince işgâl ettiler ve maç yarıda kaldı.

Bazı Örnekler Üzerinden Fransız Toplumundaki Anlaşmazlıklar

2020 yılında iki ülke arasında planlanan bir diğer dostluk maçı çeşitli gerekçelerle gerçekleşmedi.

Zaman zaman da black blanc beurre mitolojisinin yaralandığı anlar bazı futbolcuların Fransa Milli Marşı’nı söylemeyi tercih etmemelerinden kaynaklanıyor. Bu futbolculara örnek olarak Cezayir asıllı Zinedine Zidane ve Karim Benzema‘yı gösterebiliriz.

Karim Benzema Milli Takım’da oynadığı zamanlar Fransa Milli Marşı Marseillaise’e seremoni esnasında eşlik etmeyen isimlerdendi. Marş bittikten sonra yere tükürdüğü iddiası ciddi tartışmalar yaratmıştı. Bunun üzerine Benzema şu açıklamayı yapmıştı:

“Böyle hikâyeleri çok üzücü buluyorum. Milli marş esnasında odaklanıyorum. Kurbanları, aileleri, ailemi, beni seven, futbolu seven insanları düşünüyorum. Bakışlarımda ciddi ve samimiyim. Sonunda aslında tüm futbolcular gibi bazen tükürüyorum. Kafamda asla milli marşa karşı bir saygısızlık geçmedi. Ölülere, ülkeye saygısızlık yapan bir insan olarak görmeleri üzücü. “

Fransa Milli Marşı Marseillaise’in bazı kısımları:

Haydi vatandaşlar sıklaştırın safları, silahları kapın!

Yürüyün ki şu alçakların kanlarıyla toprağımız sulansın!

Gel gir kolumuza kutsal vatan sevgisi,

Götür bizi intikam almaya!

Kimin peşindedir bu hükümdarlar,

Bu satılmış uşak takımı?

Bu zincirleri kimin için hazırladılar?

Güncel Tartışmalar

Günümüzde ise Benzema 6 yılın ardından takıma yeniden girdi. 2015 yılında takım arkadaşı Mathieu Valbuena’ya şantaj yaptığı suçlamalarını kabul eden ve tutuksuz yargılanan Benzema aynı zamanda kendisini takıma almayan teknik direktör Didier Deschamps için “Fransa’nın ırkçı kanadına teslim oldu.” demişti.

Öte yandan, Fransız medyası Euro 2020 için Fransa’nın milli takım şarkısını yapan Youssoupha‘ya tepkilere yer verdi. Youssoupha, daha önceki şarkılarında sert üslubuyla ırkçılığı ve Marine Le Pen’i eleştirmişti. Buna karşılık olarak Le Pen, “Sporun değerleri, Avrupa futbolunun popüler kutlaması daha iyisini hak ediyor.” dedi.

Le Pen’in partisi Ulusal Cephe’nin iki numaralı ismi ise şu açıklamayı yaptı: “Benzema bir keresinde Didier Deschamps’ın Fransa’nın ırkçı bir kanadına teslim olduğunu söylemişti. Ben ise, Futbol Federasyonu’nun Youssoupha’yı seçerek bugün Fransa’nın ayaktakımına teslim olduğunu düşünüyorum.“

Bu seneki marş (écris mon nom en bleu) ise sözlerinde futbolun cephe, savaş gibi kavramlara benzetimi ve sert ritmiyle dikkat çekiyor.

2018 şampiyonluğunun şarkısı olan Ramenez la coupe à la maison ise son derece eğlenceli bir şarkıydı. Bu sebepledir ki yaklaşık bir yıl boyunca Fransa’da tüm barlarda bir numara oldu.

Demek ki turnuva öncesinde, maç öncesinde takımın yükselmesi için sert sözlere sahip marş ve şarkılar; turnuva şampiyonluğunda eğlenceli melodiler…

Sonuç

Tüm bu yaşananlar ve örneklerden elde edeceğimiz sonuç nedir ? Fransa Milli Takımı üzerinden Fransız toplumu analizi yaparken bir yönden Fransa’daki göçmenleri suçlamak gayet kolay ve normal. Kendilerini topluma entegre etmek için çabalamıyorlar, üstelik yapılan bazı iyi girişimleri baltalıyorlar. Peki, bir birey kendisini topluma ait hissetmiyorsa, banliyölerde sıkışıp kalmışsa ve her iş görüşmesinde isminden dolayı bir ayrımcılık yaşadığını hissediyorsa, sorun acaba bu bireyde midir yoksa bunun böyle olmasını isteyen ve çözüm üretemeyen politik elitlerde mi ya da köşesinde olayları izleyen toplumda mı ?

Mesela Fransa’yı düşünürken şu sözü de akıldan çıkarmamak lazım:

Metaller gibi milletlerin de sadece dış yüzeyleri parlar.” (Antoine de Rivarol)

Mert DEDECAN

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu