Agnès’in Plajları
Agnès’in Plajları, 2008 yılında gösterime girmiş; fransız fotoğraf sanatçısı ve sinemacı Agnès Varda tarafından yönetilmiş olan uzun metraj bir filmdir. Varda, filmlerini geliştirmiş olduğu sineyazı (cinécriture) kuramıyla çekmiş, şiirsel biçemiyle kendine özgü bir sinema dili yaratmıştır. Bu yazımda ünlü yönetmen Agnès Varda ve filmi Agnès’in Plajları ile ilgili izlenimlerimi sizlere aktaracağım.
Agnès Varda, Arlette Varda olarak 30 Mayıs 1928 tarihinde Belçika’da dünyaya gelmiştir. Varda’nın yaşam serüveninden en önemli anları bize aktaran Agnès’in Plajları filmi, ünlü yönetmenin otoportresidir. Toplayıcılar filminde olduğu gibi bu filminde de kamera karşısındadır. Hayal gücünü en doğal şekilde kamerasıyla bizlere aktaran usta sinemacı Varda, bu filminde çocukluğunun geçtiği plajlara geri döner. Filmin ilk sahnesi Varda’nın sahilde geri geri yürüyerek başlamasıyla açılıyor. Yaşamından kesitleri, geçmiş filmlerini ve hayal gücünü aktardığı bu film Varda’nın özgeçmişidir adeta. Filmde imgelerin naif ve zekice serpiştirilmiş olması Varda’nın özgünlüğünü bir kez daha ortaya koymuştur.
Agnès’in Plajları bize yönetmenin hayal gücünü ortaya koymakla kalmıyor, aynı zamanda bize içsel bir yolculuk yaptırıyor. Yaşamımızdaki detayları daha iyi keşfetmemize ve dünyayı algılayış şeklimizin bir tık daha üst seviyeye erişmesine vesile olabilecek bu film, Varda’nın görülmeye değer eserlerindendir.
Bu filmde yalnızca anılarına değil; yaşamındaki dönüm noktalarına da yer veren Varda yurtdışı seyahatlerinden hayatının adamı olarak nitelediği Jacques Demy’ye kadar birçok farklı konuyu bizlerle paylaşıyor.
“Neşe saçan bir feminist olmayı denedim. Ama fazlasıyla öfkeliydim.” Agnès Varda
Varda eşi Jacques Demy’nin peşinden Amerika’ya gitmiş ve burada birçok anı biriktirmiştir. Burada da birkaç belgesele imza atan Agnès Varda birkaç yıl sonra tekrar Fransa’ya döner. Varda, 1980’lerin sonunda eşi Jacques Demy’nin AIDS hastası olduğunu öğrenmiştir. Agnès Varda, eşi Jacques Demy’nin anılarını filmleştirmek ister. Varda, 1991 yılında eşi Jacques Demy’nin çocukluğunu anlatan “Jacquot de Nantes” filmini çeker. Film setlerine Demy’nin ailesi de ziyaretlerde bulunmuştur. “Jacquot de Nantes” filmi tamamlandıktan 10 gün sonra Jacques Demy hayata gözlerini yumar. Bu sahneleri izlerken adeta kendimizi film içinde film izliyormuş gibi hissederiz. Çekimler, oyunculuk ve atmosfer o kadar doğal ve yalındır ki film samimi bir havada su gibi akıp gider.
Agnès Varda kendine özgü sinema diliyle sinema tarihinde önemli bir iz bırakmıştır. Onun filmleri özgünlüğün, yalınlığın, naifliğin aynı zamanda da Varda’nın olağanüstü hayal gücünün temsili olmuştur. 2019 yılında kaybettiğimiz değerli sanatçı Agnès Varda bize bıraktığı eserleriyle yaşamaya devam edecek.