Çocuklar görünenden daha derin bir içeriğe sahip varlıklardır.
Değerli bir eşya saklanacağı zaman onu bulunması en zor olan yere yani arayan kişinin çevresine saklamak bilinen bir tekniktir. Bu tekniğin sebebi; insanoğlunun kendisine karşı farkındalığı az olduğu için genel olarak çevresinde olan bitenleri analiz etmekte güçlük yaşar. Tanrı’da en değerli hazineler olan çocukları, içsel dünyalarının zenginliklerinden bir haber olan anne babaların çevresine yerleştirmiştir. Bunun sebebi ebeveynlerin kurtuluşu için onlara bir şans vermektir. Maalesef ebeveynlerin günümüzde telaşlı ve kaygılı yaklaşımları sebebiyle bu hazinelerin farkına varmak ve onlarla içsel dünyalarına giden duygusal bağlar geliştirmek akıllarına dahi gelmemektedir.
Tanrı tarafından hediyeler olarak gönderilen çocukların içsel dünyalarında yetişkinler için gerekli olan birçok şey gizlenmiştir. Bu özel ve gizli şeylerin anahtarı ise ‘‘Oyun’’ kılınmıştır. Birçok ebeveyn bu anahtarın ne işe yaradığını bilmemekte ve çocukların içsel dünyalarında tanrı tarafından kendileri için gizlenmiş gerçek hazineler olduğuna ihtimal dahi vermemektedir. Tanrı çocuğun içsel dünyasına sakladığı birçok değer için bir süre koymuştur ve bu süre dolduğunda içindeki hazineler yok olmaktadır.
Ebeveynler çocuğun içerisinde ki bu hazineleri çıkarmak bir yana genellikle çocukların içsel dünyalarına o kadar hor davranmakta ve o kadar zararlı şeylerle doldurmaktadır ki; zamanla çocuk maruz kaldığı bu zararlı içerikler sonrasında toksik zehirlenmeler yaşamaktadır. Bunun üzerine yardım çığlıkları atan çocukların bu çığlıkları ebeveynler tarafından doğru anlaşılmamakta ve çocuklar öfkeli, inatçı, vurdumduymaz, korkak, kaygılı olmakla suçlanmaktadır. Aslında bunların anlamı çocuğun içsel dünyasında ailesinin zararlı aktarımları sebebi ile psikolojik olarak zehirlenme yaşamasıdır. Ebeveynler bu hususta halk arasındaki tabirle ‘‘hem suçlu hem güçlü’’ davranmaktadır. Hem kendilerine sunulan hazineyi tarumar etmekte hem de kendilerine bu hediyeyi sunana isyan etmektedirler.
Kısacası ebeveynler çocuğun iç dünyasını bir hazineden çöplüğe dönüştürmekte ve bu çöplükten kokular gelmeye başladığında ise bu kokudan rahatsızlık duymaktadırlar. Ebeveynler yıllar içerisinde o kadar çok zehirlenmişlerdir ki, o hastalıklı bakış açılarıyla kendilerine sunulan panzehri de zehre çevirip dünyayı kötülüğe esir etmekte ve manadan yoksun bir şekilde çürümeye doğru doludizgin gitmektedirler. Kendileri çürürken değdikleri her şeyde onlarla birlikte çürümektedir, buna evimiz Dünya’da dahildir.
Psikolog Mehmet ÇAĞ