İz Bırakanlar: Victor Hugo’dan Notre Dame’ın Kamburu
Fransızların gururu, romantizm akımının öncülerinden şair, oyun ve roman yazarı aynı zamanda devlet adamı Victor Hugo, Paris’e çok büyük bir iz bırakmıştır. Her yıl 15 milyona yakın ziyaretçi ağırlayan, yakın zamanda yanmaktan zor kurtarılan ve Fransızları yasa boğan Paris’in en ünlü katedrali,hatta siluetini şekillendiren sembolik yapılardan Notre Dame’ı mekan olarak alan orijinal ismiyle “Notre Dame de Paris” romanı, o zamanın iktidarını katedrali yıkmaktan vazgeçirmiştir.
Birçok açıdan “şehrin kalbi” olarak tanımlanan kilisenin yapımına 1163 yılında küçük bir yapı olarak başlanan ve inşası 180 yıldan uzun sürede gittikçe büyütülerek bitirilen Notre Dame Katedrali Gotik mimarin en güzel örneklerinden biri olup, birçok tarihi döneme şahitlik etmesiyle birlikte çok fazla hasar almıştır. Özellikle Fransız Devrimi sırasında devrimciler katedraldeki kralların heykellerini parçalamış, 13. Yüzyılda dikilen kilisenin orijinal kulesi yine devrimciler tarafından yıkılmıştır. Bu olaylar ve kilisenin eski ihtişamını kaybetmesinden dolayı ziyaretçiler artık eskisi kadar ilgi göstermemeye başlamıştır.
19’uncu yüzyıl Fransasında gotik mimari “çirkin” ve “kaba” olarak tasvir ediliyormuş. Zaten katedralin aldığı hasarlardan dolayı da Paris şehir planlamacıları bakımsızlığından ve ilgisizliğinden dolayı Notre Dame Katedrali’nin Paris’e uymadığını, artık gereksiz bir katedral olduğunu düşünmeye başlamışlar.Ta ki Victor Hugo “Notre Dame’ın Kamburu”’nu yazana kadar. Hugo’nun hala ilgisini çeken ve yıkılmasına kesinlikle karşı olduğu katedrali gezerken duvarında Grek harfleriyle yazılmış Türkçede kader anlamına gelen “ἀνάγκη” sözcüğünü görür. Bu sözcük ona Orta Çağ’dan beri kiliselere nasıl davranıldığını, silinip gitmiş mimarileri ve eserleri düşündürür ve bunların etksiyle başlar yazmaya. Hatta bir ayağı diğerinden kısa, sağır, tek gözlü, kambur zangocu , ana karakter Quasimodo, kilisenin o günlerdeki halini temsil etmektedir.
1831’de yayınlanan roman katedrali kurtuluşu olur.Hem Fransa’da hem de dünyada büyük yankı uyandıran romanda ,karakterleri ve katedralin kendisini çok iyi tasvir eden Victor Hugo, okuyucuları hem karakterlerle hem de mekanla bütünleştirmeyi çok iyi başarmıştır. Kitabının çok fazla ilgi görmesi ve insanların yeniden katedrali ziyaret etmeye başlaması sonucu katedralin yıkılma kararından vazgeçilmiş ve restore edilmesine karar verilmiş.Katedral 20 yıl süren bir restorasyonla onarılmış ve eski ihtişamlı günlerine geri dönerek hem turistlerin hem yerli halkın akınına uğramaya başlamış. İşte edebiyatın düşünceler ve tarih üzerindeki gücü…
Elif Kılıç