Kültür-Sanat

Monarşinin İkonik Sembolü Güneş Kral

Fransızlar tarafından Louis Le Grand (Büyük Louis) veya Le Roi-Soleil (Güneş Kral) olarak adlandırılan XIV. Louis, 5 yaşından 77 yaşına kadar tahtta kalmıştır. Bu nedenle Fransa’da en uzun süre hüküm süren kral olarak tarih sayfalarına adını yazdırmıştır.

Fransa’da feodalizm XIV. Louis ile birlikte yerini mutlakiyetçiliğe bırakmıştır. Güneş Kral’ın meşhur “L’état c’est moi” (“Devlet, işte o benim”)  sözü akıllara kazınmıştır. Böylece mutlakiyetçiliği tek bir cümlede özetleyen kral feodalizmi yaklaşık bir asır boyunca gölgelemeyi başarmıştır.

‘’Tarih boyunca Fransa, hep büyük bir orduya ihtiyaç duymuştur ve bu, Fransız mutlakıyetçiliğinin doğuşunu izah etmeye yardımcıdır” (Roskin).

Denizaşırı sömürgelerde yaptığı reformlar ile ekonomiyi düzene sokarak mali açığı kapaması ve günümüz Fransız akademilerinde en önemliler arasında yerini alan Fransız Bilimler Akademisi (Académie des Sciences)’ni kurması gibi olumlu gelişmeleriyle öne çıkarken arkasında eleştirilen değişimler de bıraktı.

Kral, teokratik ve hiyerarşik bir toplum için kendi güncel yöntemlerini kullansa da yaptırımları açısından geçmişi örnek almaktadır. Bu süreçte merkezileşmeyi ve bürokratikleştirmeyi arttırdı, yönetimi kişisel olarak kullandı. Mazarin ölünce asıl krallık hayatı başladı. Onun yerine kimseyi atamayacağını yönetimi kendi üzerinde toplayıp tek ilerleyeceğini belirterek geleneksel yönetim anlayışında değişiklikler yaptı.

Göreve gelir gelmez bütün bakanlarını görevden alan ve devlet işlerini tamamen kendine bağlayan XIV. Louis, daha sonra ülkedeki siyasi ve askeri gücü de kendinde toplamasıyla tanınmıştır. Grand commis de l’etat yani büyük devlet memurlarının yetkisini elinde tuttu. Ailesini meclisin üyeliğinden çıkarıp, yerlerine yönetim anlayışıyla hemfikir olan ve soylu olmayan bakanları atamasıyla liyakatsizliği yönetime getirdiği yorumlanmıştır. Kral olduktan sonra kabineyi dağıtmasıyla birlikte sadece üç bakan atayan XIV. Louis’nin döneminde birçok üst düzey görevli de yolsuzluk ve vatana ihanet suçuyla tutuklanmıştır. Eyalet meclisleri kraliyet görevlileri tarafından yönetilmeye başlandı. Parlamentoların işlevi adli yetkilerle sınırlandırılmıştır. Fransa’da söz sahibi olan siyasi güçlerin bağımsızlığına darbe indirmesiyle tarih sahnesinde yerini almış oldu. Kısa süre sonra bu değişimler dönemine “Grand Siècle” (Büyük yüzyıl) adı verilmiştir.

Dış politikada ise genişlemeci bir siyaset izledi  ve savaş politikalarını devam ettirdi. İspanya topraklarına veraset yoluyla sahip olmak istiyordu.  Bu amaçla, İspanya Kralı II Charles’ın hasta olan kız kardeşiyle evlenmiştir. Sonrasında ise Veraset Savaşı ile Belçika’ya burası karıma çeyiz olarak verilmişti gerekçesi ile savaş açmıştır. Osmanlı’ya karşı kurulacak Kutsal İttifak’a katılmayı reddederek Avrupa’yı Osmanlı ile yalnız bırakmıştır.

Aynı zamanda dindarlığıyla da tanınan Güneş Kral Protestanlığın Fransa’yı böldüğüne inanılmaktadır. Bu görüşle Protestan kiliselerini yıktırıp okullarını kapattı, paskalya öncesi oruç döneminde opera ve komedi oyunlarının yasakladı. Fransız Kilisesi’nin Roma Kilisesi’nden ve Alman Protestanlığından bağımsız olduğu savunulmuştur.

Fransa halkı kraliyet otoritesinin güçlenmesinden, yükselen vergilerden, Paris parlamentosunun ve yerel yönetimlerin güç kaybetmesinden şikayetçiydi. Bu nedenle isyan eden Paris halkı kraliyet ailesinin Paris’ten kaçmasına sebep oldu. Louis daha sonra başkenti Paris’ten Versay’a taşımıştır. Bunu yapmasındaki amaç aristokratları buraya getirerek ülkeyi oradan yönetmeye devam etmektir. Eski bir av köşkünü gösterişli ve masraflı bir saraya dönüştürdü. Lüks, Güneş Kral’ın hayatında adeta özleşmiştir. Aristokratları balolara çağırarak ihtişamlı eğlenceler düzenlerken halk açlık sınırının altında yaşam sürmekteydi.

Barok döneminin sonu klasik üslubun başı sayılan sarayın ön havuzunda lakabıyla da bağdaşan güneş tanrısı Apollon’un arabası bulunmaktadır. 

Böylece Güneş Kral ekonomideki ivme ve dış politikada Fransa’yı süper güce dönüştürmesiyle öne çıksa da sürdürdüğü savaşlar, halka getirdiği yüksek vergiler, lükse düşkünlüğü, özgür düşünce ortamını kısıtlaması ve liyakatsizliğiyle halkın tepkilerini topladı. Voltaire de dahil birçok tanık, öldüğünde halkın günlerce kutlama yaptığını aktarmıştır. 

Edanur Karadeniz

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu