Çağdaş Söylenler | Roland Barthes
Çağdaş Söylenler, Roland Barthes’ın 1954-56 yılları arasında, aydan aya güncel olayların akışına göre yazmış olduğu, 1957 yılında yayımlanan bir kitaptır. Roland Barthes, yaşadığımız güncel olayların öyküsünde doğa ile tarihin her dakika birbirine karıştırıldığını görmekten rahatsızlık duymuştur. Apaçık ortada olanın süslenip sergilenişinde saklı olduğunu sandığı düşüngüsel çarpıtmayı yakalamak istemiştir. Bu yalancı kesinliklerin “söylen” mefhumu ile açıklanabileceğini düşünen Roland Barthes, söylenin bir dil olduğu kanısındaydı.
Çağdaş Söylenler, bütünüyle günümüz kültürüne karşı yazılmış bir kitaptır. Günümüzde sanattan spora, reklamlardan kültürlere değin birçok kavram ve olay yapay ve abartılı bir şekilde; adetâ genetiği değiştirilmiş şekilde önümüze konuyor. Günümüz kültürü, yapaylığı doğallık, yüzeyselliği derinlik, geçiciliği ise sonrasızlık olarak gösteriyor. Çağdaş Söylenler kitabında 53 başlığa yer veren Roland Barthes, kavramların, olayların yüceleştirildiği ve sınırlarının silinip gerçek durumlarından uzaklaştırıldığı bir çağda, çağının çelişkisini yaşamak istiyor. Bu başlıklar spor dalı gibi gösterilmeye çalışılan, fakat bir gösteri, abartı ve tragedyadan ibaret olan “Le Catch” ile başlıyor.
Mitler aynı zamanda gerçeğin sınırlarını ve eşitsizliği gözlerden siler.
Barthes, Fransa’da bulunan Harcourt Fotoğraf Stüdyosu’nun tanrılar ortaya çıkardığından bahsetmiştir. Bir kere Harcourt’ta fotoğraf çektirmeden oyuncu olunamayacağına, Harcourt oyuncusunun bir tanrı olarak görüldüğüne değinmiştir. Yüz burada romansı bir nesne olarak görülmektedir. Sonuç olarak bir oyuncu için Harcourt’ta çekilmiş bir fotoğraf bir nevi diploma gibidir. Barthes’a göre, Harcourt’un tanrılar ortaya çıkarmasıyla hem yalandan bıkmış, hem de yalanla yaşayan kenter bir kitlenin aradığını bulması sağlanmış olur. Altında kapitalist çıkarların bulunduğu bu tarz düşünme biçemlerinin mitler haline dönüştürülüp doğalmış gibi gösteriliyor oluşu, çağımızın “söylen” çağı olmasına neden olmuştur. Barthes, bu fikirlerinin kendini sunuş mekanizmaları üzerinde yoğunlaşmış, bunları açıklamaya çalışmıştır. Bu mit haline getirilen, doğallaştırılan ve herkese aitmiş gibi gösterilen anlamlandırma biçimleri, kapitalist ekonomi ilişkilerini bir nevi kamufle etme işlemi görmektedir. Üstelik mitler siyasetten, ideolojilerden arınmış izlenimi veren sözlerdir. Mitler aynı zamanda gerçeğin sınırlarını ve eşitsizliği gözlerden siler. Mitler, sahip oldukları üst dil ile bunu gerçekleştirir. Sinemada, yazında, reklamlarda ve günlük yaşamda büyük bir yer işgal eden mitler Barthes’e göre bir ideoloji aracıdır. Roland Barthes’in bu kitabı günümüz kültürüne karşı yazılmış, önemli gözlem ve tespitler içeren değerli bir kaynaktır.
Yıldız TOKMAK