Dünyadan Kültür-SanatFelsefe

Sürgünler, Cezaevleri ve Sanat

Erdal Demirkıran’ın yazdığı “ Sadece Başbakan Okusun” kitabının ismindeki uyarıyı dikkate almayarak okudum. Kitapta beliren 107 fikirden en çok dikkatimi çeken fikir; okullarda cezaevlerindeki gibi hücrelerin oluşturulması ve öğrencilerin buralarda belli geceler kalarak üreticiliklerini ortaya çıkarması oldu. Kilitli kalmak yaratıcılığı arttırır mı? Yoksa yaşanılan acının bir dışa vurumu mu? Van Gogh, “Yıldızlı Gece” tablosunu rutubetli hastane odasında yapmadı mı?

Bunların akabinde şöyle bir başlık aklıma geliyor:

Sürgünler, Cezaevleri ve Sanat

Abidin DİNO, sürgündeki bir röportajında iç zorunluluk sonucunda resim yaptığını söylüyor.

Birçok defa tutuklanmış Neyzen TEYFİK, bu sürede çeşitli taksimler ve saz semaisi bestelemiştir.

Ankara, Çankırı ve Bursa cezaevinde geçirdiği yıllar boyunca şiirini en üst düzeye getiren, dünya çapında tanınmasını sağlayan baş yapıtlar verir Nazım HİKMET…

Senaryosunu cezaevinde yazan Yılmaz GÜNEY, yol filmiyle altın palmiye ödülünü kazanır.

Ulucanlar cezaevinde, Sevim ONURSAL’ın kadınlar koğuşunda çizdiği resimler, ne yazık ki öldükten sonra aynı cezaevinde sergilenir.

Umarım, sadece başkanlar okuyup da,  sanatın gelişmesi için sürgünleri, tutuklu sayısını ve tutuklanma süresini arttırmazlar…

Torg

İlgili Makaleler

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu